Monday, November 21, 2016

Borges ile karşılaşma

Aslında böyle bir yazıyı yazmayacaadım ama bir önceki yazıda '' sonraki yazımda anlatırım yea '' dediğim için pişman oldum ve yazmaya karar verdim.

O sıralar asiyim. Kimse benim gözlerimin içine bakamıyor. Taksimdeyim. Provaya gidiyorum. Hava hafif serin. Çekmişim arabayı Gezi Parkı'nın oraya tıpış tıpış yürüyorum. O zamanlar işi yeni bırakmışım. Kafam atık. Psikolojik olarak atık.

Neyse atarlı sözleri bırakıp özete gelelim. Girdim dienara (okuma zorluğu çekenleriçin D&R ). Canım kitap okumak istiyordu ama bir bıkkınlık var da gibiydi. Girdim gezdim kitaplara dokundum. Best seller ı hiç sevmem aşk romanlarından hikayelerinden nefret ederim ağır gereksiz ( aslında ilgilenmediğim ) tarih kitaplarını sevmem. Gereksiz Osmanlı yandaşlığı yapanlardan nefret ederim. Verin bana ordan İngiliz tarihini fransız tarihini Alaman tarihini okurum. Ama bilmene hazreti efendi nin hayatından banena ? Sevmirem.

Sonra farkettim ki bir kitap yan durmuş öylecene bırakılmış. Sanki terk edilmiş gibiydi. Klasiklerin arasında yatıyordu. Merak edip aldım. Aha dedim birisi bıraktı beğenmedi dedim. Aldım biraz gezindim. Hikaye anlattığını öğrendim. Dedim şerlok okudun seversin hikayeleri. Biraz da öyleydi. Hadi alayım seni dedim ve aldım.

Kafa yapım ile bu kadar denk giden bir yazarla böyle tanıştım. Eğer o kitabı birisi beğenmeyip oraya koymasaydı farketmezdim bile. İyiki almamışsın alacak olan kişi. Böylece ben tanımış oldum.

No comments:

Post a Comment